ATARİ’DEN MAVİ BALİNA’YA - YILMAZ TEKİN

YILMAZ TEKİN

Basit ve zevk veren oyunların yerini, şiddet, savaş ve psikolojiyi bozan oyunlar aldı…

Çocukluğumuzda atari oynardık, annemiz babamız bize kızardı. Oysa oynadığımız son derece doğal ve güzel oyunlardı. O masum oyunlarımızın yerini şiddet dolu oyunlar aldı. Hiçbirimiz savaş oyunu oynamazdık zaten ilgi de görmüyordu. Zamanımızda sevgi, saygı ve merhamet vardı.

 

Yıllar geçti, dün çocuktuk bugün çocuğumuz var. Bizler elbette iyi bir evlat yetiştirmek için mücadele ediyoruz. Örneğin annemizin babamızın bize oynamayın diye kızdığı oyunları, bugün çocuklarımıza eşlik ederek bizler de oynuyoruz. Hiçbir şekilde şiddet ve savaş içerikli oyunlar değil tabii ki.

 

Bizler ebeveynler olarak özellikle sosyal medya anlamında birer internet bağımlısı olduğumuz gerçeğini kabul etmeliyiz. İnternet gibi bir devle mücadele etmek kolay değil. Bazı anneler ağlamasın diye 0 yaşındaki çocuğunu bile akıllı telefon ile susturuyor. Telefonla büyüyen dijital nesil tehlike altında.

 

Eğer çocuğunuzu kontrolünüz altında yetiştiremezseniz, bir süre sonra çocuk kontrol edilemez bir hal alıyor. Özellikle ergenlik döneminde agresiflik hat safhaya ulaşıyor. 14-18 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklar, kimseyi dinlemez bir hale geliyor. Tüm bunların üstüne bir de 10-14 yaş arası çocukları hedef alan Mavi Balina denilen ve adım adım intihara sürükleyen bir oyun belası çıktı ortaya. Son olarak da Van’da 14 yaşındaki bir kız çocuğu hayatına son verdi.

 

Çocuklara yönelik bu siber riskli oyuna karşılık, ne yazık ki henüz bir şey yapılamıyor. Oyun yöneticileri bir şekilde çocuklara ulaşıyor veya çocukların kendisi bir şekilde oyuna ulaşabiliyor. Özel link gönderilerek oynanan oyun sonucunda, şu ana kadar Türkiye’de yaklaşık 150 çocuk hayatına son verdi.

 

Peki yok mu bu işin bir çözümü, var elbette. Bu oyuna bir şekilde katılan kişilerden, çoğu şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmesi isteniyor. 50 günlük bir süreyi kapsayan bu komutlar arasında derin olmayacak şekliyle kol ve bacakların kesilmesi, belirli bir süre boyunca kimse ile görüşülmemesi, yüksek sesli olarak müzik dinlenilmesi gibi aşamalar yer alıyor. 50. günün sonunda da kişiye son aşama olan "yüksekten atlayarak ya da kendini asarak" intihar etme komutu veriliyor.


Öncelikle 15 yaşın altındaki çocuğunuza mümkünse akıllı cep telefonu vermeyin. Çocuğunuzla ilgilenin, onunla güzel vakit geçirin. Çocuğunuzun vücudunu kontrol edin. Aile bilgisayarını ekranı herkesin görebileceği bir yere koyun. Çocuğunuza bilgisayar kullanımı ile ilgili kurallar koyun ve onlarla nelerden endişelendiğiniz hakkında konuşun. Çocuğunuzu müstehcenlik ve saldırganlık içeren spam mesajlar, anlık mesajlar ve e-postaları cevaplamaması konusunda uyarın. 18 yaşından önce çocuğunuza sosyal medya hesapları açtırmayın. 18 yaş sonrası için de maruz kalacağı içerikleri kısıtlamak konusunda teşvik edin ve çevrimiçi arkadaşlarını gerçek hayatta da tanıdıklarından emin olun. Çocuğunuza mobil uygulamalar indirirken dikkatli olması konusunda öğüt verin. Uygulamaların bazıları saldırgan reklam yazılımları ve ücretli hatlara mesaj gönderen kötü amaçlı yazılımlar içeriyor olabilir. Oyunları ve diğer mobil uygulamaları sadece resmi uygulama mağazalarından indirin. Çocuğunuzun çevrimiçi aktivitelerini izleyebileceğiniz ebeveyn kontrolü içeren bir güvenlik çözümü edinin. Bu tarz çözümler, uygunsuz içerikleri engeller, internet erişimini belli saatlerle kısıtlar ve ebeveynlere çocuklarının çevrimiçi aktivitelerini uzaktan görüntüleme imkanı sunar.



En Çok Okunanlar

Başarı Hikayeleri

Karikatür

Menemen