Takva: Sınır ticaretinde yetkiler yerel otoriteye verilmeli!

Haberi Paylaş

Tarih: 19 Nisan 2019 12:30

Takva: Sınır ticaretinde yetkiler yerel otoriteye verilmeli!

İran tarafının Razi-Hoy arasındaki karayolunun modernizasyon çalışmasına başlattığını ifade eden Van-TSO Başkanı Takva, "Yollar, kapılar yapılıyor. Bunlar iki ülke ticaretinin ve turizminin olmazsa olmazları. Ancak İran ile yapılan sınır ticaretini var olan yoğun bürokrasi sınırlıyor. Bürokraside engellerin aşılması ve bölgenin ihtiyaçlarını karşılıklı olarak karşılanabilmesi için yetkiler yerel otoriteye verilmesi gerekiyor" dedi.

İran’ın Urumiye kentindeki ticaret ve sanayi odası yetkilileriyle bir araya gelen Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van-TSO) Başkanı Necdet Takva, iki ülke arasındaki sınır ticaretinin ne derece önemli olduğunu oradaki meslektaşlarıyla değerlendirdiklerini aktardı.


Kapıköy Gümrük Kapısı’nın 100 milyon lira yatırımla modern bir görünüme kavuştuğunu aktaran Takva, ticaretin gelişmesi için İran tarafının da Razi Kara Hudut Kapısı’nı modernize etmesi gerektiğini, İran tarafındaki yetkililere daha önce de ilettiklerini belirtti.


İran’a yaptıkları ziyaret sırasında İran tarafının Razi-Hoy arasındaki karayolunun modernizasyon çalışmasını bizzat gördüklerini belirten Takva, “Ben ilk kez bu kadar ciddi bir çalışma gördüm. İlk kez böyle bir çalışmaya tanıklık ettim. Urumiye vali yardımcısı da sınır kapısı  için büyük bir çalışma başlattıklarını bizlere iletti” dedi.


İRAN TARAFINDA ÇALIŞMALAR BAŞLADI


Sınır kapısının her iki ülke için çok önemli olduğunu İranlı muhataplarına ilettiğini söyleyen Takva, “Ben orada ‘400 yıldır iki ülke arasında sorunsuz bir komşuluk ilişkileri olmasına rağmen, belki İran’ın 6 ay içerisinde yapması gereken bir kapıyı bunca süredir yapmamış olması yaşanan durum, bizler de bunu iyi niyetle algılamıyoruz’ dedim. Kendileri de büyük bir çalışma başlattıklarını iletti. Kendimde gördüm. Orada büyük bir çalışma mevcut. Kapının modernizasyonu için de orada çok güzel bir tahkimat alanı oluşturulmuş. Kotur Çayı’nın İran tarafı tahkim edilmiş. İran, kendi tarafındaki giriş ve çıkışları kolaylaştırmak için oradaki saha düzeltilmiş. İran tarafındaki yol ve kapı modernizasyonun tamamlamasıyla ticaret hacmi daha da artacağını umuyoruz” şeklinde konuştu.


KAPI 5 SAATLİĞİNE DEĞİL 7/24 AÇIK OLMALI


Beş saat çalışan bir gümrük kapısından bahsetmenin çok komik bir olay olduğunu vurgulayan Takva, “Bizim tarafta transite açık ama İran tarafı transite açık değil. İran tarafının transit geçişlere açık hale gelmesini bekliyoruz. Umuyorum bu eksiklikler giderilir. Çünkü bu kapı, Türkiye’nin doğuya,  Kafkasya’ya açılan en önemli kapılarında biridir. Uluslararası hukukta düzenlenen tek bir ticaret vardır; oda tarifeli denilen ihracat ve ithalattır. Genelde ülkeler  sınır bölgelerindeki ticareti geliştiren uygulamalar ortaya koyarlar. Türkiye İran ile yaklaşık 30 yıldır yürüttüğü bir sınır ticareti uygulaması var. Bu ticaret siyasi konjonktüre bağlı olarak bazen genişletilmiş bazen de daralttırılmıştır” ifadeleri kullandı.


SINIR TİCARETİNDE YÜKSEK KOTALAR


Fiziki koşulların sınır ticaretini etkilediği ama en önemli etkinin sınır ticaretini kısıtlayan bir bürokrasi engeli olduğuna dikkat çeken Takva, “Aslında fiziki koşulların iyileşmiş olmasına rağmen sınır ticareti, ortadan kaldırmaya yönelik bir siyasi bakışın olduğunu söylemek gerekir. Bu serbest ticaret anlaşmaları ne yazık ki halkın ihtiyaçlarını karşılamıyor. İran ile serbest ticaret anlaşmasını kolaylaştıran düzenlemeler yapılıyor ama bunu kar getirecek bir bakış açısına göre kurgulamıyorsunuz. Örneğin İran’la 120 kalemlik serbest ticaret anlaşmasına konu olan bir ürün getirmek istiyorsunuz. Bakıyorsunuz yine vergiler yüksek, yine kotalar var. Bakıyorsunuz sınır ticaretinde ürün kotası, süre kotası, sınır kotası, evrak kotası gibi birçok kısıtla karşı karşıyasınız” dedi.


BÜROKRASİ YENİDEN ÖRGÜTLENMELİ


Bürokraside bölgesel ticaretin gelişmesi ve insanların bulundukları bölgede temel ihtiyaçlarını ucuza karşılamaya yönelik bir yaklaşım olması gerektiğini ifade eden Takva, “Ne yazık ki sürekli daraltılan sürekli bürokratik süreçlere dâhil edilen bir engellemeyle karşı karşıya. Bu konuda hem İran’ın hem Türkiye’nin hızlı ve kolaylaştırıcı adımlar ataması gerekir. Bir ülke yönetimi ve siyasi otorite her zaman kendi vatandaşını daha huzurlu daha zengin bir düzeyde olmasını ister. Ama ne yazık ki bürokrasi bu meseleye böyle bakmıyor.  Siyasi otoritenin bu anlamda bürokrasiyi ve bürokratik bakış açısını yeniden örgütlemesi ve şekillendirmesi gerekiyor. Bu haliyle sınır ticaretinden bir fayda elde ettiği söylenemez” diye belirtti.


YETKİLER YEREL OTORİTEYE VERİLSİN


Yetkilerin yerel otoriteye verilmesinin sınır ticaretinin gelişmesini ve kazanca dönüşmesini sağlayacağını ifade eden Takva, “Bu yıl Van’da 350 firma  mevsimsel koşullara uygun olarak Kivi için İran’a müracaat etti.  Firma başına  3 ile 4 ton bir ürün kotası çıkmış. 3 ton kiviyi getirmek için İran’a gideceksiniz.  Malı alacaksınız. Bunu neyle nakledeceksiniz. Küçük araçla getiremezsiniz büyük araçla getirmek için transit geçiş yapmalısınız aktarma yapmalısınız. Aktarma alanı yok. Astarı yüzünden pahalı gelen bir sınır ticareti ile karşı karşıyayız.  Bu konuda bürokrasiyi azaltıp yerel otoriteyi etkili kılmak gerekiyor. Mesela sınır ticaretiyle ilgili bütün yetkiyi valiye vermek daha mantıklı geliyor. Böylece karşılaşacağımız sorunları anında yerelde çözülebilir. Bir tarım ürünü getirecekseniz öncelikle ticaret bakanlığına bir yazı yazıyorsunuz. Ticaret Bakanlığı da Tarım Bakanlığı’na bildiriyor. Tarım Bakanlığı tekrar ticaret bakanlığına görüş bildiriyor. Zaten süre yok, 28 gün bir soğan izni çıkmış. Siz 28 günden zaten o yazışmaları yapamazsınız. Diyelim hepsini hazırladınız bu süre içerisinde o soğan kamyonun üzerinde yeşillenmeye başlıyor. Dolayısıyla fayda sağlanmıyor” şeklinde konuştu.


İran’daki ziyaretlerle ilgili de açıklamalarda bulunan ve Urumiye Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle, bir istişare toplantısı yapıldığın söyleyen Takva, “Toplantı, Urumiye Ticaret Sanayi ve Madencilik Odasının ev sahipliğinde gerçekleşti.  Toplantıya Urumiye Genel Vali Yardımcısı, Türkiye İran Büyükelçisi Prof.Dr. Derya Örs ve Urumiye Baş Konsolosluğu Osman Peşmen de katıldı. O toplantıya Van TSO’nun davet edilmesi hem bölgesel açısında hem de bizler açısında çok önemliydi. Bizlerde yerel seçimlerin ardından Urumiye Ticaret ve Sanayi Odası ile Sayın Büyükelçi’nin katılımıyla bir istişare toplantısı düzenledik” ifadelerine yer verdi.


DAVET ÜZERİNE GELEN YARARLI ZİYARET


Şifahi bir davet üzerinde gitmeye karar verdiklerini, bu ziyaret vesilesiyle yeni atanan Türkiye İran Büyükelçisi Prof.Dr. Derya Örs’ü yakında tanıma fırsatı bulduklarını belirten Takva, “Büyükelçi ile tanışmamıştık. Bu vesileyle büyükelçimizle buluşma, tanışma fırsatı bulduk. Kendisi son derece İran kültürüne hâkim birisi. Orada Sayın Büyükelçi, Türkiye İran ilişkileri üzerinde etkili bir sunum yaptı. İran ile ikili ilişkilerimizi geliştirmek için oluşturduğumuz algının karşılık bulması babadında sanayi, tarım, madencilik gibi birçok konuda değerlendirmelerde bulunduk” dedi.


VAN-İRAN İLİŞKİLERİNDE YENİ PERSPEKTİF


Orada bulunmak kendileri için fark yaratıcı bir zemin oluşturduğunu aktaran Takva, “Son beş yıldır Türkiye İran ilişkilerin ötesinde bir Van İran ilişki ivmesini yakalamıştık. Daha önce Trabzon gibi bazı Karadeniz kentlerinin İran ile geliştirdiği ilişkileri ötesine geçen bir Van-İran ilişkisinden söz edilebilir. İran ile ilgili yeni bir perspektif geliştirdik.  İran İslam Cumhuriyeti ile bizim 400 yıllık sorunsuz bir komşuluk ilişkimiz var.  Ne yazık ki bu ilişki istenilen bir düzeyde değil. Artık yeni perspektife duyulan ihtiyacı vurguladım. Dolayısıyla TSO olarak orada oluşturduğumuz kurumsal iş birliği olanakların bizler yeni dönemde yeni bir bakış açısını hem İran tarafına hem de Büyükelçimiz sayesinde Ankara’ya iletme fırsatı bulduk” diye konuştu.


SÜREÇLERİ VE FIRSATLARI ZENGİNLİĞE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ


Ülke komşulukların ev komşuluklarına benzemediğini vurgulayan Takva, “Sizler mahallenizdeki komşunuzdan rahatsız olursanız taşınırsınız ama burada ne İran’ı bir yere taşıyabilirsiniz nede Türkiye’yi bir yere taşıyabilirsiniz. İran, Türkiye’nin iki katı bir devasa bir coğrafyayı kapsıyor. Dünyanın en büyük doğalgaz rezervi olan, dünyanın üçüncü petrol üreticisi bir ülkeden bahsediyoruz. Bu zenginliği ile her zaman dünyanın enerji tüketen devlerin iştahını kabartan bir ülke konumundadır. Dolayısıyla 40 yıla yakındır uluslararası bir ambargo sürecini yaşıyor. Türkiye’nin de benzer rekabet üstünlüğü var; özelikle sanayi, teknoloji bakımında.  Bizim her şeye rağmen komşumuzu değiştirmeyeceğimize göre ortak menfaati, ikili çıkarları ön planda tutacak perspektife ihtiyaç olduğunu orada savunduk” diyerek, dünyanın başka ülkelerinde kara sınırları olan şehirler zenginken Türkiye’de ve İran’da bu durum olmadığına dikkat çekti.


ÜRÜN ANALİZ ÜCRETLERİ MİKTARA GÖRE REVİZE EDİLMELİ


İran ile yapılan sınır ticaretinde karşılaştıkları sorunlara değinen Van-TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş ise, “İran bir kere Dünya Ticaret Örgütü’ne üye bir ülke değil. Bundan dolayı da vergiler yüksek. Örneğin benzer bir ürünü Yunanistan’da ithal yoluyla getirirseniz vergiler yüzde 50 ise İran’dan getirmeye kalktığınızda vergiler yüzde 90’na kadar çıkabiliyor.  Bizler burada sınır ticaretinde petrol gibi enerji alanında taleplerimiz var. Bizler de buna karşı İran’a sanayi konusunda ihracat yapıyoruz.  Sınır ticareti ihracatçılar ve ithalatçılar için çok daha kolay bir düzeye getirilmelidir. Örneğin bir ürün getirdiğiniz zaman Tarım bakanlığı gelen ürün için her araç başına analiz ücreti alıyor. Sadece bir analizle bu sınırlı değil, birçok analiz uygulaması var. Bu analiz ücreti bir gemi dolusu gelse de aynı ücret bir kamyon gelse de aynı ücret. Bu konuda yeniden bir düzenleme yapılması gerekir. Bir ürün getirilmesi için 54 tane belge düzenliyoruz. Buraya bakınca ortaya çıkan bürokrasiyi düşünün” diyerek sınır ticaretini zorlaştıran konuların çözüme kavuşturulmasını istedi.

Kaynak:başkale haber
Yorum Ekle

kod


BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

VAN HABER