Van'da Van Gölü kıyıları olmak üzere gölet, dere ve sulama
kanallarında bu yılın ilk 8 ayında 20 kişi boğuldu.
Hava sıcaklığının artması ile başta Van Gölü kıyıları olmak
üzere gölet, dere ve sulama kanalları dolup, taşarken, boğulma vakalarında da
artış yaşanıyor. İl Sağlık Müdürlüğü'nün verilerine göre Van'da bu yılın ilk 8
ayında 20 kişi boğulurken, İl Emniyet Müdürlüğü ile Van Gölü Grup
Komutanlığı'nca çeşitli tedbirler alındı.
Deniz polisinin oluşturduğu 'kurbağa' ve 'gemi' adamları
ile jandarmaya bağlı sahil güvenlik ekipleri, sorumluluk alanlarında devriye
gezip, çalışma yapıyor.
İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Mehmet Tatlı boğulma vakalarına karşı uyardı. Tüm dünyada boğulma vakalarının 1 ile 9 yaş arasında ağırlıklı olduğunu belirten Dr. Tatlı, eğitimsizliğe dikkati çekti. Yüzme eğitiminin verildiği ülkelerde daha az boğulma vakasının yaşandığını hatırlatan Dr. Tatlı, yoğunluk ve kaldırma kuvvetleri açısından su türüne de işaret etti.
Çok küçük yaşta çocuklara yüzme
eğitimi verilmesi gerektiğini belirten Dr. Tatlı, yüzme dışında da su ile temas
edilen durumlardan yapılması gerekenlerin önemine vurgu yaptı.
"Tatlı sulara gimeyin"
Boğulma vakalarında madde ve alkol kullanıma dikkat çeken Dr. Tatlı, "Alkollü şekilde suya girenlerin boğulma ihtimalleri yüksektir. Travmalar, suda tehlikeli davranışlar yine boğulmaların önemli nedenlerinden biridir. Suya girmek çok riskli bir iştir. İnsanoğlu olarak suda yaşayan bir canlı değiliz. Suya girdiğimizde de çok dikkatli olmamız lazım. Suda kötü şakalar, tehlikeli hareketler, boyun üstü atlamalar, maalesef bunlar ölümlerle, sakatlıklarla sonuçlanabilen kazalara neden olabilmektedir. Van Gölü'nde boğulanlar da var sulama kanalları ve göletlerde boğulanlar da.
Halkımıza
çağrımız; sulama kanalları ile göletlerde asla yüzmeyin. Tatlı sulara girmeyin.
Çünkü suyun hem kaldırma kuvveti bir risk teşkil etmektedir hem de altındaki
bataklığa ayağınız takıldığı zaman; maalesef sizi içeri doğru çekebilmektedir.
Van Gölü'nde de özel noktalar var. Buralarda da değişik akıntılar oluyor. Bu
bölgelerde daha fazla boğulma vakaları görebiliyoruz" dedi.
"Mümkün olan en hızlı müdahale yapılmalı"
Boğulma vakalarında ilk müdahalenin de çok önemli olduğunu anlatan Dr. Tatlı, "Tatlı ve tuzlu sularda boğulmalar birbirinden farklı. Tatlı sularda suyun yoğunluğu düşük olduğu için akciğere kaçması halinde bir tahribat yapma ihtimali daha yüksek oluyor. Tuzlu sularda ise suyun yoğunluğu daha yüksek olduğu için; akciğer ödem tablosuyla hastalar gelebiliyor.
Suda
boğulma hadisesi atlatan şahıs, sudan çıktıktan sonra nefes alabiliyor,
yürüyebiliyorsa bile sonrasında farklı hadiseler ile karşılaşabiliyor. Suda
boğulup, kalbi duran hastalarımıza, mümkün olan en hızlı müdahale yapılmalı.
Gerekirse suyun içinde bile müdahale yapılmalı" diye konuştu.